Nissan e-Power'ın Amerika'ya Geçişi
Nissan, e-Power serisi hibrit sistemini yedi yıl önce tanıttığından beri bu teknolojiyi geliştirerek markanın tamamen elektrikli geleceğine giden yolda önemli bir adım olarak benimsemiştir. Ancak, bu teknolojiyi kullanan bir ABD pazar modeli henüz bulunmamaktadır. Bunun sebeplerinden biri, Nissan'ın hibritlerini başka pazarlara yönlendirmesidir.
Özellikle Avrupa’da, Nissan 2030’dan itibaren tamamen elektrikli bir geçiş yapmayı planladığı için e-Power teknolojisini hızlı bir şekilde ilerletmekte ve bu modellere yüksek bir talep görmektedir. Nissan, 2030'a kadar küresel karışımın yüzde 55'inin elektrikli modellerden oluşacağını tahmin ediyordu; şimdi ise bu yüzeye beş yıl önceden ulaşma yolunda ilerlemektedir.
Nissan ürün stratejisi ve planlama başkanı Ivan Espinosa, Tokyo otomobil fuarında katıldığı bir soru-cevap oturumunda, e-Power araçlara olan pazar yanıtının muazzam olduğunu belirtmiş ve bu teknolojiyi Nissan’ın “temel imza teknolojilerinden biri” olarak nitelendirmiştir.
Peki e-Power hibritleri Amerika’ya nasıl gelecek? Espinosa ve küresel ürün planlama başkanı Pierre Loing, Amerika’da e-Power teknolojisinin neden henüz kullanılmadığına dair bazı sebeplerini paylaşarak, bu teknolojinin özellikle kamyonlar gibi Amerikan pazarında nasıl uygulanabileceğine dair ipuçları verdiler.
Loing, çekme gereksinimlerinin tam elektrikli kamyonları zor bir seçenek haline getirdiğini belirtirken, e-Power’ın kamyonları elektriklendirmek için harika bir yöntem olduğunu, ancak bu teknolojinin şu an kamyonlara uyarlanacak durumda olmadığını açıkladı. e-Power, bir dizi hibrit sistemidir; bu sistemde motorun tekerleklerle fiziksel bir bağlantısı yoktur ve geleneksel bir şanzıman kullanılmamaktadır. Aslında bu, çok küçük bir bataryaya sahip bir elektrikli araç olup, benzinle çalışan motor yalnızca gerektiğinde jeneratör olarak devreye girmektedir.
Nissan, elektrikli araçlarla maliyet paritesine ulaşmayı hedeflemekte ve daha önce, elektrikli araçlar ile e-Power modellerinin bazı bileşenleri paylaşarak 2026 yılına kadar maliyet paritesine ulaşma yolunda bir modüler elektrikli tahrik yaklaşımını hayata geçirmiştir.
Espinosa, e-Power teknolojisinin Amerika pazarında nasıl uygulanabileceğine dair bazı teoriler sundu. Nissan, bir aracın e-Power’ı mantıklı hale getirmek için, muhtemelen düşündüklerinden daha büyük bir içten yanmalı motor kullanması gerektiğini belirtti.
Honda’nın iki modlu hibrit sistemi ile çok benzer bir düzenek oluşturabilme potansiyeline dikkat çekti. Bu sistem, motoru sürüş tekerleklerine tam oranlarda bağlayarak hafif sefer koşullarında çalışmakta, aksi takdirde seriler hibrit gibi motoru jeneratör olarak kullanmaktadır. Nissan, e-Power serisi hibritin ABD pazarına girmesi durumunda, daha çok performans seçeneği olarak kendini gösterebileceğini öne sürmüştür.
Nissan, henüz e-Power’ı Amerika için kesinleşmemiş olsa da, lüks markası Infiniti bunu onayladığı ve geri adım attığı belirtilmiştir. Infiniti, 2019'da tamamen elektrikli ve hibrit lüks araçlar çıkarması planları arasında kendi e-Power versiyonunu da barındırmaktaydı. Ancak Nissan, şu an e-Power yerine doğrudan tamamen elektrikli bir kamyonu piyasaya sürmeyi keşfetmektedir.
Nissan, aynı zamanda belgelerin daha küçük SUV’ler, kamyonlar veya minibüsler için yaratıcı bir tasarım geliştirebileceğini iddia etmektedir. Ayrıca solid-state batarya teknolojileri de gelecek yıllarda cazip bir seçenek olabilir; bu bataryalar daha fazla enerji paketleyebildiği için özellikle büyük araçlarda daha mantıklıdır.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Nissan, 2030 yılına kadar ABD pazarında elektrikli araçların satış oranlarının %40’a ulaşmasını hedeflemektedir. Eğer bu hedef tutarsa, e-Power araçlarının ABD pazarındaki önemli bir bölüm oluşturması muhtemeldir.