Leapmotor'un Avrupa'daki Hızlı Girişi

Leapmotor, Stellantis grubunun en yeni markası olarak, Avrupa pazarına hızlı bir şekilde girmeyi hedefliyor. Yapılan anlaşmanın üzerinden yalnızca bir yıl geçmesine rağmen, Leapmotor International adı altında kurulan ortaklık sayesinde ilk modellerini Avrupa'ya ulaştırmayı başardı.

Leapmotor International'ın CEO'su Tianshu Xin, bu hızlı büyümenin, Stellantis ile yapılan yakın işbirliğinden kaynaklandığını belirtiyor. Ancak Xin, markanın Avrupa'daki girişiminin sadece bir başlangıç olduğunu vurgulayarak daha derin bir işbirliği potansiyeli gördüğünü ifade ediyor. Bu durum, otomotiv sektörü açısından oldukça heyecan verici bir gelişme.

Leapmotor, Avrupa pazarında diğer Çin markalarından farklılaşarak dikkat çekiyor. Xin, markanın dürüstlüğü ve müşterilere sunacağı geniş hizmet ağı ile güven kazanmayı hedeflediğini söylüyor. Fransa'da bir eski ithalatçının, şirketle ilgili yaşadığı sorunları gündeme getirmesi, markanın karşılaşabileceği zorlukları da gözler önüne seriyor.

Leapmotor’un en dikkat çeken özelliklerinden biri, araç parçalarının yaklaşık %60'ının kendi tesislerinde geliştirilip üretilmesidir. Bu sayede, araç teknolojisi üzerinde yüksek bir kontrol sağlanabiliyor. Sadece batarya hücreleri dışarıdan tedarik edilirken, diğer batarya sistemleri yine kendi üretimi.

Ayrıca, Leapmotor'un tasarım-stratejisi olan 'Design-to-Cost' yaklaşımı, her bir araç parçasının maliyet yapısını geliştirme aşamasında analiz etmesine dayanıyor. Böylece, üretim süreci daha verimli hale getirilirken, araçların niteliklerinden ödün verilmeden maliyetler kontrol altında tutulabiliyor. Bu yöntem, Renault’un bütçe markası Dacia'nın yaklaşımına benzer bir yol izleyerek, gereksiz lükslerden kaçınmayı ve sürüş kalitesini artırmayı amaçlıyor.